Müşterek mülkiyet olmayan kolektif zekâ

“Sanayi Devrimi’nin demir ustaları ve tekstil kralları, diğer demir ustalarının ve tekstil krallarının inşa ettiği fabrika ve atölyelere çok benzer fabrikalar ve atölyeler inşa ettiler. Tarlalardan ve köylerden benzer şekillerde benzer iş gücü topladılar ve onları benzer bir asgari eğitimden geçirdiler. On sekizinci yüzyılın sonlarında demir atölyeleri ve tekstil fabrikalarını inşa eden kolektif zekâ az çok müşterek mülkiyetti.

“Francis Cabot Lowell, Manchester çevresindeki mevcut fabrikaları gezerek Massachusetts’te bir fabrikayı nasıl inşa edebileceğini öğrendi. Buna karşılık modern bir Mançuryalı Cupertino’yu ziyaret ederek Apple’ın İngiliz versiyonunun nasıl yaratılacağına dair pek az fikir edinebilir. Belki Silikon Vadisi’ne taşınabilir ve burada “havada dolaşan ticari sırlardan” –müşterek mülkiyet halindeki kolektif zekâdan ve bölgenin gücünden– yararlanabilir. Ancak yine de ziyaretçimiz, kendisini başarılı bir işletmeye götürecek yolculuğun henüz çok başındadır. Bugün başarılı bir işletmenin ayırt edici özelliği, müşterek mülkiyet olmayan kolektif zekâya erişimdir.“

              John Kay, 21. Yüzyılın Şirketi adlı kitaptan

Yani “üretim araçlarının özel mülkiyetine son verip toplumsal mülkiyeti hâkim kılmak” formülü artık bir “boş gösteren” haline gelmiştir. Yani soru artık “müşterek mülkiyet olmayan kolektif zekâya” müşterek çıkarlara katkıda bulunacak şekilde nasıl yaklaşmak gerekir sorusudur. Dikkat: buradaki müşterek olmayan kolektif zekâ özel mülkiyetteki zekâ anlamına gelmiyor, daha çok modern kolektif zekânın somut bireylerdeki somut – o bireye özgü, biricik şekilde – tezahür edişi demek oluyor.

Yani ele avuca gelmez, yasayla düzenlenemez, zorla yönetilemez ve kopyalanamaz bir tuhaf şey. Yapay zekâ denilen algoritmik zekânın yanına bile yaklaşamayacağı bir şey. Hem özgün ve özgür olacak hem de müşterek çıkara, topluma katkı sağlayacak. Bu nasıl olacak?

Bugün bu can alıcı soruya anlamlı ve geçerli, gerçekçi bir politik yanıt getirmeden, devrim ve sosyalizm şiarlarını tekrarlayıp durmakla hiçbir yere varılamaz.  

Yorum bırakın